6 Kasım 2016 Pazar

Gelişmiş Ülkelerdeki Durgunluk ve Olası Çözüm Önerileri:
Gelişmiş ülkelerin birçoğunda, 2008 Küresel Krizinden bu yana çok düşük sevide olan tüketim ve yatırımlar bu ülkelerin uzun süredir ekonomik durgunlukla olmasına sebep olmaktadır. Yüksek tasarruflara ve genişletici para politikalarına karşın bu sorun çözülememektedir. Bu sorunun altında yatan nedenleri anlayabilmek için Keynez’in tasarruf paradoksunu bakmak gerekmektedir.
Tasarruf paradoksuna göre, eğer bir ülkede insanlar toplu olarak tasarrufa yönelirlerse, bu durumda çok az tüketirler. Tüketimdeki bu düşüklükte yatırımları teşvik edici olmaz ve yatırımlar azalır. Yatırımların azalması sonucunda ise büyüme yavaşlar ve ekonomik durgunluk yaşanır. ABD ve AB ülkelerinde yaşanan da budur. Buradaki hane halkları gelecek kaygılarından dolayı çok az harcayıp, gelirlerinin büyük bir kısmını gelecekte doğabilecek maliyetler için biriktirmektedirler. Bu yastık altı paralar, bireylerin kişisel yararına olsa da makro açıdan ekonomiye zarar vermektedirler. Sonuçta kişisel çıkarları, büyük resmi görmelerini engellemekte ve ulusun gelirini azaltmaktadır. 
Bu durgunluk içerisinde merkez bankaları parasal genişleme politikaları uygularken bir yandan da kamu harcamaları arttırılmaktadır. Birçok gelişmiş ülke harcamaları için bütçe açığı verse de, bu harcamalar ekonomiyi canlandırmaktan uzak durumdadır.  Merkez bankalarının amacı ise, para arzını arttırıp tüketim ve yatırımları harekete geçirmektir. Ne var ki, faizlerin çoğu ekonomide sıfır ve sıfırın altında seyretmesi para politikalarını işlevsiz hale getirmektedir. Likidite tuzağı teorisinin yeni bir versiyonu olan bu durumda, faizler daha fazla düşmediğinden yatırımlar ve tüketim artmamakta; para arzındaki artış fazlalık olarak kalmaktadır. İnsanlar ellerine geçen parayı harcamak yerine, gelecek kaygılarından dolayı bekletmeyi tercih etmektedirler. Ayrıca bu politikaların büyük finansal kuruluşlar aracılığıyla yönetilmesi, bu kurumların ellerine geçen parayı yerel ekonomi yerine yüksek getirili piyasalarda kullanmasına neden olmaktadır. Bu durum ise, yerel ekonomiler yerine yabancı piyasaların canlanmasıyla sonuçlanmaktadır. 
Bütün bu olumsuz duruma rağmen, yine de bazı çözüm yolları bulunmaktadır. Bunlardan ilki, para politikaları yerine maliye politikaları uygulamaktır. Keynezyen teoriye göre likidite tuzağında, maliye politikaları talebi canlandırabilir. Genişletici maliye politikaları faizlerin neredeyse sonsuz esnek olduğu bu durumda harcanabilir gelirleri arttırıp; gelirlerindeki gözle görülür artışla insanları tüketime yönlendirebilir. Yani vergilerin azaltılması ekonomiyi canlandırabilir. Maliye politikalarının yanında para politikalarının şekli değiştirilip, para finansal kuruluşlar yerine direk olarak kişilere verilebilir. Son olarak,  Fed’in  de yapmayı planladığı faiz arttırımı ile insanlara gelecekte enflasyonun yükseleceği, faizlerin artış trendine gireceği izlenimi verilebilir. Bu sayede ertelenmiş tüketimin öne alınması sağlanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder